Hücre zarında
madde alışverişi gerçekleşirken enerji (ATP) harcanıp harcanmamasına göre iki
kısma ayrılır. Bunlar pasif ve aktif taşımadır. Hücre zarında enerji
kullanılmadan yapılan madde alışverişine pasif taşıma denir. Pasif taşıma hücre
zarında basit difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon ve osmoz şekillerinde
gerçekleşir. Aktif taşıma ise endositoz ve ekzositoz şekillerinde enerji
kullanılarak meydana gelir.
1) Pasif taşıma
Tüm maddeler atomik olarak hareket halindedirler. Sıvı
bir maddenin akması, katıların esnek ve kırılgan olması, gazın yayılım göstermesi maddenin
tanecik bazında hareketli olmasının sonucudur. İşte taneciklerin bu hareketine
kinetik enerji denir. Maddeyi oluşturan moleküllerin sahip oldukları kinetik
enerji sayesinde meydana getirdikleri harekete pasif taşıma denir. Pasif
taşımada ATP (enerji) kullanılmaz. Yoğunluk farkından doğan bir yayılma
hareketi söz konusudur. Örneğin bir bardak su içerisine damlatılan mürekkebin
suyun her tarafına yayılması pasif taşımaya güzel bir örnektir. Pasif taşıma, madde
yoğunluğu fazla olan taraftan az olan tarafa doğru yapılan bir taşınımdır. Bitki
hücrelerinde var olan cansız hücre çeperinde tamamen pasif taşıma olayı
gerçekleşirken, hücre zarında ise belli moleküller pasif taşımayla geçebilir. İşte
burada dikkat edilmesi gereken nokta, pasif taşımanın hem canlı hem de cansız
hücrelerde gerçekleşmesidir.
Pasif taşıma üç şekilde meydana gelir. Bunlar basit difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon ve osmozdur.
a) Basit difüzyon
Moleküllerin
yoğun olduğu taraftan az yoğun oldukları tarafa doğru yaptıkları serbest
harekete basit difüzyon denir. Buna en güzel örnek, yoğunlukları birbirinden
farklı iki şekerli su çözeltisinin, yarı geçirgen bir zarla birbirinden
ayrılmış ortamlara bırakılmalarıyla yoğunluğu az olan tarafa şeker
moleküllerinin geçmesidir. Bu geçiş her iki tarafın yoğunlukları birbirine eşit
oluncaya kadar devam eder. Basit difüzyonla hücre zarından su, CO2, O2, iyonlar gibi küçük maddeler geçebilir.
Resmi açmak için üstüne tıklayınız.
Difüzyon olayı genel olarak yavaş hızda gerçekleşen bir durumdur. Bu hızı belirleyen belli faktörler vardır. Bunlar: Sıcaklık, molekül büyüklüğü, maddenin hali (katı, sıvı, gaz, plazma) ve yoğunluk farkıdır. Bunları biraz açalım:
Bilindiği gibi
sıcaklık arttıkça kinetik enerji de artar. Kinetik enerjinin artması demek
maddedeki taneciklerin (atom, molekül vb.) hızlanması demektir. Dolayısıyla
tanecikler hızlanırsa difüzyonda hızlı gerçekleşir. Maddenin gaz hali, sıvı
hale, sıvı halde katı hale göre daha fazla kinetiğe sahiptir. En iyi difüzyonu
maddenin gaz hali yapar. Örneğin odaya sıkılan bir kokunun her tarafa bir anda
yayılması gibi.
İki çözelti
arasındaki yoğunluk farkı arttıkça difüzyon daha hızlı meydana gelir. Çünkü
difüzyon tamamen fizik kurallarına göre gerçekleşir. Yoğun taraftan az yoğun
tarafa serbest bir geçiş gerçekleşir.
Difüzyonun
gerçekleştiği yarı geçirgen zarlar genellikle belli büyüklükteki moleküllerin
geçişine izin verirler. Genel olarak molekül ne kadar küçükse difüzyon da o
kadar hızlı gerçekleşir.
b) Kolaylaştırılmış difüzyon
Bu taşınım
hücre zarında görülür. Dışarıdan hücre içine basit difüzyonla alınamayan ya da
alınmada güçlük çekilen maddelerin zardaki taşıyıcı proteinler yardımıyla hücre
içine alınması olayıdır. Hücre içine alınacak madde enzimler aracılığıyla
taşıyıcı proteine bağlanır. Taşıyıcı protein bir kanal oluşturarak maddenin
hücre içine alınmasını sağlar. Kolaylaştırılmış difüzyon basit difüzyona göre
daha hızlı gerçekleşir.
Resmi açmak için üstüne tıklayınız.
c) Osmoz
Suyun
difüzyonuna osmoz denir. Madde yoğunluğu az olan ortamdan madde yoğunluğunun
fazla olduğu ortama suyun geçmesine osmoz denir. İçtiğimiz suyun bağırsaklardan
kana geçişi güzel bir osmoz örneğidir. Osmoz olayı bir çok yerde gerçekleşir.
Bunlardan biri de hücredeki osmoz olaylarıdır.
Bir hücre
kendinden daha az yoğun bir ortama bırakıldığında, hücre dışardan osmozla su
almaya başlar. Başka bir ifadeyle su absorbe eder (emer). Hücrenin bu emme
gücüne ozmotik basınç denir. Hücrenin içine bırakıldığı, yoğunluğu az olan bu
ortama hipotonik ortam denir. Hücre kendinden daha yoğun
bir ortama bırakıldığında ise osmozla su kaybetmeye başlar ve büzülür. Bu olaya
plazmoliz denir. Yoğunluğu yüksek olan bu ortama ise hipertonik ortam denir.
Hücre yoğunluğu ile ortam yoğunluğunun eşit olduğu çözeltilere de izotonik
denir. Plazmolize uğramış bir hücre hipotonik bir ortama bırakıldığında su
almaya başlar. Bu duruma da deplazmoliz denir. Deplazmolize uğramış bir hücre
daha fazla su alınca şişmeye başlar. Eğer bu hücre bir hayvan hücresi ise
zamanla su ala ala şişer ve patlar. Hücrenin patlaması olayına hemoliz denir. Bitki
hücreleri hemolize uğramaz. Çünkü hücre çeperi patlamasına engel olur. Bitki hücrelerinde
hücre içindeki suyun çepere yaptığı basınca turgor basıncı denir. Turgor
basıncı bitki için önemli bir yeri vardır. Turgor basıncı sayesinde;
- Bitkiye desteklik sağlanır.
- Stomaların açılıp kapanmasına imkan tanır.
- Bitkilerdeki nasti hareketi turgor basıncı sonucunda gerçekleşir.
Resimleri büyütmek için üstlerine tıklayınız.
2) Aktif taşıma
Madde, yoğunluğun az olduğu ortamdan çok olduğu ortama enerji (ATP) harcanarak taşınmasına aktif taşıma denir. Hücrenin bu olayda ATP kullanması canlı olduğunu gösterir. Cansız bir hücrede aktif taşıma görülmez. Hücre aktif taşımayla daha büyük molekülleri ve iyonları ihtiyacı doğrultusunda hücre içine alır.
Pasif taşımada madde alışverişi yoğunluğun az olduğu tarafa doğru olurken aktif taşımada ise bunun tam tersi yönde gerçekleşir. Aktif taşıma iki şekilde gerçekleşir. Bunlar endositoz ve ekzositoz olaylarıdır.
1- Endositoz
Hücre zarından geçemeyecek büyüklükteki besin maddelerinin hücre içine alınmasına endositoz denir. Hücre zarı besin maddesini hücre içine almak için cep şeklinde oyuklar oluşturur. Bu ceplere dolan besin maddeleri hücre içine doğru ilerleyerek besin kofulu şeklinde sitoplazmaya bırakılır. Bu besin kofulu, lizozom organelleri ile birleşerek sindirim kofuluna dönüşür. Kofuldaki besin maddesi lizozomlardaki enzimler aracılığıyla monomerlerine kadar parçalanır. Bu besin monomerleri koful zarından difüzyonla geçerek sitoplazmaya geçerler. Hücre ihtiyaç duyduğu yakıt maddesini böylece elde etmiş olur. Endositoz olayı iki şekilde gerçekleşir. Bunlar fagositoz ve pinositozdur.
a) Fagositoz
Hücre zarı katı besin maddelerini fagositoz ile hücre içine alır. Hücrenin yemesi olarak adlandırılır.b) Pinositoz
Sıvı besin maddeleri hücre zarından pinositoz olayı ile geçer.. Kısaca hücrenin içmesi denilir.
Endositoz olayları sadece hayvan hücrelerinde görülür. Bitki hücrelerinde görülmemesinin nedeni selüloz çeperin bu olaylara izin vermemesinden kaynaklanır.
Resmi açmak için üstüne tıklayınız.
2- Ekzositoz
Hücre metabolizması sonucunda açığa çıkan atık maddeler ile enzim ve hormonların hücre dışına atılması olayına ekzositoz denir. Ekzositoz olayları hücre metabolizması için çok önemlidir. Düzenli ve işleyen bir boşaltım demek, metabolizmanın hızlı çalışması demektir. Bundan dolayı boşaltım hücre metabolizması için önemlidir.
Gelecek yayınlarımızda görüşmek üzere! Takipte kalın!
Çok güzel bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSil