TYT AYT Biyoloji için bilinmesi gereken 100 kısa ders notu Sizlerle.
1. Vagus siniri ve asetilkolin kalbin çalışmasını yavaşlatır. Vagus siniri parasempatik bir sinir olup sindirimi ise hızlandırır.
2. Bakteriyofaj bakterilerde çoğalan virüstür. Kısaca bakteri virüsü olarak bilinir. Bu virüsün nükleik asidi DNA'dır.
3. Enzimler protein yapılı oldukları için genetik bilgiye göre üretilirler.
4. Enzimler genellikle tersinir yani çift yönlü çalışırlar ancak sindirim enzimleri tek yönlü çalışır.
5. İzotonik iki ortam arasında karşılıklı madde geçişleri devam eder ancak denge bozulmaz.
6. Bilinmesi gereken canlıların diğer ortak özellikleri:
- Protein ve enzim sentezi (üretimi)
- Nükleik asitlere (DNA ve RNA'ya) sahip olma
- Hücre zarı, sitoplazma ve ribozom taşıma
- Aktif taşıma ve pasif taşıma (difüzyon) yapma
- ATP üretme ve tüketme
- Adaptasyon (uyum) sağlama ve mutasyon geçirebilme
7. Hücresel solunumun temel amacı metabolizma için gerekli enerjiyi sağlamaktır.
8. Canlıların ortak özelliği olan solunum olayında inorganik maddeler enerji verici olarak kullanılmazlar. Öte yandan kemosentez olayında inorganik maddeler oksitlenerek enerji verici olarak kullanılabilir.
9. Bir bitki fotosentez yaparken aynı anda solunum da yapar.
10. Her mayoz bölünmede krossing over gerçekleşmez, gerçekleşme zorunluluğu yoktur.
11. Anne Rh negatif, baba Rh pozitif ve çocuk Rh pozitif olduğu durumlarda kan uyuşmazlığı (Eritroblastosis fetalis) meydana gelir.
12. İnterferon vücudun virüslere karşı ürettiği savunma proteinidir. Feromon ise türün bireyleri arasında sosyal ilişkileri düzenleyen hormondur.
13. Protista aleminde bulunan canlılar, ökaryot hücre yapısına sahiptir.
14. Bitkiler sahip oldukları meristem doku sayesinde sürekli büyüme gösterirler.
15. Mantarlar. klorofil taşımayıp fotosentez yapmazlar. Dolayısıyla heterotrof canlılardır.
16. Kloroplast ve mitokondrinin kendilerine ait ribozomları olduğu için protein sentezi yapabilirler.
17. Glikoliz canlılarda meydana gelen ortak bir olay olup hücrenin sitoplazmasında gerçekleşir.
18. Sindirim (hidroliz) olayında ATP kullanılmaz. Bu olayda vücut ısısı yani ısı enerjisi kullanılır.
19. Timin ve deoksiriboz DNA'da, urasil ve riboz ise RNA'da bulunur.
20. tRNA ve rRNA'da hidrojen bağları bulunurken mRNA'da hidrojen bağları bulunmaz.
21. Hipofizin arka lobundan kana salgılanan oksitosin ve vasopressin (ADH) hormonlarının asıl üretim yeri hipotalamustur. Hipotalamus tarafından üretilen bu hormonlar, ihtiyaç duyulan kadar hipofizin arka lobunda depolanır.
22. Mide, ince bağırsak, plasenta, karaciğer, böbrekler, yumurtalıklar, testisler ve sinir hücreleri de hormon üreten yapılardır.
23. Kortizol hormonu protein ve yağların glikoza dönüşümünü sağlayarak kan şekerini yükseltir. Glukagon ve adrenalin de kan şekerini yükselten diğer hormonlardır.
24. ADH (vasopressin), aldosteron, adrenalin, noradrenalin ve tiroksin hormonları kan basıncını yükseltir.
25. Kornea, göz merceği, epidermis (üst deri), kıkırdak doku ve epitel doku kan damarı taşımaz.
26. kalın bağırsakta kimyasal sindirim olmaz. Ayrıca ince bağırsakta bulunan villuslar kalın bağırsakta bulunmaz.
27. Solunum gazları olan oksijen ve karbondioksidin hücre zarından geçişi difüzyonla olur. Bundan dolayı bu gazların taşınmasında ATP kullanılmaz.
28. Olgun alyuvarlar, mitokondrilerini kaybettiği için oksijenli solunum yapamaz. İhtiyaç duydukları ATP'yi glikoliz ve laktik asit fermantasyonu yaparak elde ederler.
29. Endospor bir üreme şekli değildir. Bazı bakterilerin olumsuz çevre şartlarından korunmak için gerçekleştirdikleri bir yapıdır.
30. Bakterilerdeki hücre duvarı, protein ve karbonhidrattan oluşup peptidoglikan ismini alır. Bazı bakterilerde hücre duvarının üstünde genellikle polisakkarit yapılı kapsül bulunur. Kapsül, bakteriyi konağın savunma sisteminden korur. Kapsüllü bakteriler patojenik (hastalık yapıcı) özelliktedir.
31. Açık tohumlu bitkilerde ovaryum bulunmaz. Dolayısıyla meyve oluşumu da görülmez.
32. Vücutta bulunan kılcal damarları çoğu atardamar ile toplardamar arasında bulunurken, glomerulus kılcalları ise iki atardamar arasında bulunur.
33. DNA ve RNA'da amino asit veya protein bulunmaz.
34. Lizozom organeli sindirim enzimi üretmez. Sadece bu enzimleri içerir. Enzim üretimi ribozomda gerçekleşir. Hücre içi sindirim lizozomda değil, sindirim kofulunda meydana gelir.
35. Bilinen kemosentetik canlıların tümü prokaryottur. Klorofil içermez. Işığa ihtiyaç duymazlar.
36. Hayvansal hücrenin içinde nişasta bulunmaz. Ancak hayvanın sindirim boşluğunda bulunabilir.
37. Asit ve bazların tümü inorganik değildir.
38.Asitlik arttığında pH düşer.
39. Üreme canlının kendi yaşamı için zorunlu değildir.
40. Ribozomun küöük ve büyük alt birimleri çekirdekte üretilir. Çekirdek dışına çıkıp protein sentezinde bir araya gelerek ribozomu oluşturur.
41. Bütün canlılarda ortak genler, enzimler ve metabolik olaylar bulunur. Örneğin glikoliz olayı, bu olayda görev alan enzimler ve bu enzimlerin üretimine şifre veren genler tüm canlılarda ortaktır.
42. Hücre çeperi veya kontraktil koful taşıyan hücreler hemoliz olmaz.
43. Kasılma birimi olan sarkomerde: A bandı, aktin ile miyozin boyu ve kasın hacmi kasılma veya gevşemede değişmez.
44. Glomerulus kılcalları iki atardamar arasında bulunup kan basıncı yüksek ve sabittir. Diğer kılcalarda kan basıncı giderek azalır.
45. Glomerulus kılcallarından bowman kapsülüne doğru tek yönlü madde çıkışı vardır.
46. Glomerulus kılcallar çift katlı epitel dokudan oluşurken diğer kılcallar tek katlı epitelden meydana gelir.
47. Prokaryot bir hücrede endositoz veya ekzositoz olayları görülmez. Çünkü bu olaylarda koful görev yapar ve prokaryot hücrelerde de koful gibi zarlı organeller bulunmaz. Saprofit bakteriler, sindirim enzimlerini hücre zarındaki salgılama sistemi ile dışarı atarlar.
48. ATP, DNA ve RNA'nın yapısında karbonhidrat bulunur ancak protein ve yağ bulunmaz.
49. Lenf sisteminde atardamar yoktur. Kılcal ve toplardamar bulunur.
50. Ayrıştırıcılar hücre dışına sindirim enzimi salgılayarak çeşitli organik atıkları parçalayıp beslenen canlılardır. Bazı bakteri, mantarlar ve cıvık mantarlar ayrıştırıcı özelliktedir.
51. Yapısında azot bulunan organik maddeler: Proteinler, ATP, RNA, DNA, vitaminler ve kitin.
52. Bitkiler azotu amonyum ve nitrat şeklinde alarak kullanır. Azot gazını, nitriti ve amonyağı doğrudan kullanamazlar.
53. Topraktaki azot miktarını: Nitrifikasyon bakterileri, saprofit bakteriler, yıldırımlar, siyanobakteriler ve Rhizobium bakterileri arttırırken, denitrifikasyon bakterileri ise azaltır.
54. Hücre bölünmesi sırasında iğ ipliklerinin oluşumunda; hayvan hücresinde sentrozom, bitki hücresinde ise sitoplazmik proteinler görev alır.
55. Mitoz bölünmenin anafaz evresinde kromozom sayısı iki katına çıkar. Çünkü bu evrede birbirinden ayrılan kardeş kromatitler artık birer kromozom olarak değerlendirilir.
56. Anafaz evresinde kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması olayına sentromer bölünmesi denir.
57. Hücre DNA'sının herhangi bir nedenden dolayı hasar görmesi sonucunda, meydana gelen kontrolsüz hücre bölünmesine kanser denir.
58. Kanserleşmiş hücrelerden oluşan kitleye tümör denir. İyi huylu ve kötü huylu tümör olmak üzere iki çeşit tümör bulunur. İyi huylu tümör, bulunduğu yerde büyür ve diğer vücut dokularına yayılmaz. Kötü huylu tümör hücreleri ise kan ve lenf yolu ile vücudun diğer doku ve organlarına yayılır. Kanserli hücrelerin bu şekilde sıçrama yaparak
vücudun diğer dokularında kanserleşme oluşturmasına metastaz denir.
59. Mayoz hücre bölünmesinin anafaz 1 evresinde, homolog kromozomların iğ iplikleri tarafından rastgele zıt kutuplara çekilmesi genetik çeşitliliği arttıran bir olaydır.
60. Bakteri ve arkeler prokaryot hücre yapısına sahip tek hücreli canlılardır. Dolayısıyla prokaryotların tamamı tek hücrelidir.
61. Kemiklerin dış yüzeyinde bulunan periost isimli kemik zarı, tüm kemik çeşitlerinde bulunur.
62. Periost, kemiğin beslenme, onarım ve enine büyümesinde görev alır. Ayrıca kemikleri koruyup besler.
63. Hem kasılma hem de gevşemede ATP kullanımı söz konusudur.
64. Kalın bağırsakta bizimle birlikte mutualist yaşayan bazı bakteriler K ve B vitaminlerini üretirler.
65. Sinir hücresi olan nöronlarda uyartının (impulsun) iletim yönü dentritten aksona doğrudur.
66. Uyarı şiddetinin artması oluşan impuls sayısını arttırır ancak bir nörondaki impuls iletim hızını değiştirmez.
67. Bir bitkiye; turgor basıncı, selüloz çeper, ksilem - floem, kollenkima ve sklerenkima desteklik sağlar.
68. Sindirim enzimlerinin protein kısmı lizozomda değil ribozomda üretilir.
69. Molekül, birden çok atomun bir arada bulunması sonucu oluşan maddedir. İki çeşidi vardır. Element molekülü ve bileşik molekülü. Molekül için atomların aynı veya farklı olması önemli değildir.
70. Element, aynı türden birden fazla atomun bir araya gelerek oluşturduğu maddedir. Bileşik ise farklı türden birden fazla atomun bir araya gelerek oluşturduğu maddedir.
71. Bakteri ve arkelerin dışında kalan diğer tek ve çok hücreli canlılar ökaryot hücre yapısına sahiptir. Tek hücreli canlıların tamamı prokaryot değildir.
72. Kemosentez olayını bazı bakteri ve arkeler yapar. Bu iki canlı grubu prokaryot olduğuna göre kemosentezi sadece prokaryot hücre yapısına sahip bazı canlıalr yapar.
73. Solunum olayı bir yıkım olayıdır ancak hidroliz değildir. Fotosentez olayı bir yapım olayıdır ancak dehidrasyon değildir.
74. X kromozomu üzerinde taşınan çekinik bir özellik: Annede varsa erkek çocuklarda kesin olmalı, kız çocukta varsa babada kesin olmalıdır.
75. Kaza durumlarında sağlık ekibinin kazazedenin gözüne ışık tutmasının nedeni, göz bebeklerinin küçülüp küçülmediğini tespit etmektir. Yani orta beynin hasar görüp görmediğini anlamaktır.
76. Sıcaklık belli bir değere kadar yükseltildiğinde impuls iletim hızını olumlu etkiler.
77. Çeperli bir hücrede endositoz (fagositoz ve pinositoz) görülmez. Ancak ekzositoz olayı görülebilir.
78. Azotlu boşaltım ürünü olan amonyak en zehirlisidir. En az zehirli olan azotlu boşaltım ürünü ürik asittir. Zehirlilik derecesine göre: Amonyak > Üre > Ürik asit.
79. A, D, E ve K vitaminlerinin fazlası vücutta depo edilirken B ve C vitaminleri ise vücutta depolanamayıp fazlası idrarla dışarı atılır.
80. Hücre içi sindirimde görev alan Lizozom, sindirim esnasında suyun azalmasına neden olur. Hücrede suyun azalması ile yoğunluk artar.
81. Kromozom sayısının çokluğu veya azlığı canlının gelişmişliği hakkında bilgi vermez. Genlerin niteliği ve sayısı canlının gelişmişliğini belirler.
82. İğ iplikleri kromozomun sentromer bölgesinde bulunan kinetokor proteinlere bağlanır.
83. Eşeysiz üreme ile oluşan canlılar (mutasyonlar hariç) birbirinin aynısı olup genetik çeşitlilik göstermezler.
84. Ökaryot canlılarda fotosentez, tepkime merkezindeki klorofilin ışığı soğurması ile değil, anten kompleksini oluşturan yardımcı pigmentlerin ışığı soğurması (emmesi) ile başlar.
85. Fotosentez temelde bir yapım olayıdır. Kalvin döngüsünde organik besin üretildiği için genel olarak anabolik bir olaydır.
86. Fotosentez, ışık varlığında gerçekleştiği için canlılar tarafından sürekli meydana getirilen bir olay değildir.
87. Ribozom organeli tüm canlılarda bulunur ancak tüm canlı hücrelerde bulunmaz. (Örneğin olgun alyuvar hücresi)
88. Kitin bir polisakkarittir. Yapı taşları glikoz olup azot içerir.
89. Zamanla lizozomun etkinliğinde meydana gelen azalma sindirim kofulundaki artık maddelerin sindirilmeden birikmesine ve lipofuksin denilen pigmentin (renk maddesinin) oluşmasına neden olur. Bu durum insanlarda yaşlanmayla birlikte ellerde kahverengi lekelerin oluşmasına neden olur.
90. Uzun kemiklerde bulunan ve kemiklerin boyca uzamasını sağlayan yapı epifiz plağıdır. Periost ise kemiklerin enine büyümesini sağlar.
91. İnsanın olgun alyuvar hücrelerinde (eritrositlerde) ribozom organeli bulunmaz. Ayrıca çekirdek ve mitokondri gibi birçok organelleri de yoktur. Neden mi? Canlılarda yaşamsal bir olay olan solunum gazlarını taşıyan bu hücreler, tam kapasite ve az hata ile çalışabilmeleri için bu şekilde özelleşirler. Ayrıca bu hücreler bölünmez.
92. Çeşitli nedenlerden dolayı genin işleyişinde meydana gelen değişmeler sonucunda ortaya çıkan modifikasyonlar kalıtsal değildir. Öte yandan genin yapısında değişme meydana getiren mutasyonlar kalıtsal olabilir.
93. Eşeysiz üremede genelde genetik çeşitlilik görülmediği için bu olayla oluşan canlıların değişen çevre şartlarına uyum yetenekleri de az olur.
94.Mitotik faz; çekirdek bölünmesi olan karyokinez ve sitoplazma bölünmesi olan sitokinezden oluşur. Önce karyokinez sonra sitokinez gerçekleşir.
95. Deniz ürünlerinde bol miktarda bulunup DNA, RNA ve ATP'nin yapısına katılan mineral fosfordur (P).
96. İnsanlar tarafından sindirilemeyen ve bazı otçul memelilerin bağırsaklarında bulunan bakterilerce sindirilebilen polisakkarit selülozdur. Selüloz, insanlar tarafından sindirilmez ancak selülozlu besinlerin tüketimi sindirim sistemi için önemlidir. Bağırsak hücrelerinin mukus salgısını arttırdığı için bağırsak çalışmasını hızlandırır.
97. Hücre döngüsünün ilk evresi interfaz, mitozun ise ilk evresi profazdır.
98. DNA üzerinde bulunan ve bir protein veya RNA kodlayan nükleotit dizisine gen denir.
99. Yağ asitleri de tıpkı amino asitler gibi birbirinden farklı olabilir.
100. Bir türün bireyleri arasında görülen çeşitliliğe varyasyon denir.
İlk yazdığım Net Arttıran 100 YKS Biyoloji Notu - TYT AYT Biyoloji Kısa Bilgiler notunu okumak için tıklayınız.
Daha sonra yazdığım 100 Maddede YKS Biyoloji Tekrar - TYT AYT Biyoloji Kısa Notlar notuna ulaşmak için tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder